Hepimizi üzüntüye boğan Kahramanmaraş merkezli deprem hakkındaki düşüncelerimi, hislerimi ve beklentilerimi önceki yazımda dilim döndüğünce anlatmaya çalışmıştım. Bu defa herkesin dilinde olan “coğrafya kaderdir” sözünden ve genel anlamda kader ve tedbirden bahsetmek, kapsamlı bir dönüşüm için önerilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Babamın bizlere “gücünüzün bittiği yerde kaderiniz başlar” dediğini daha önce yazılarımda anmıştım. Yeğenim Ali Ülker Bey bunu ifade eden güzel bir yazı yazmış; bizim ne/nasıl yaptığımızı anlatmış. Depreme hazır olmak için yapabileceklerimizi maddeler halinde sıralamış ve demiş ki: Bunları yapmaz isek işte o zaman coğrafya kader olur. Teşekkürler @ali ülker bey, çok şey öğrendim.
Merhaba Ali Bey emeklerinize saglık İzninizle yazınızı haber sitemde yayımlıyorum. http://www.turkiyegunlugu.net/cografya-kader-midir
👏🏻👏🏻👏🏻Keşke bi an evvel bu konularda bilinçlenebilsek. Bizim bir gerçeğimiz var oda elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz sadece herşeyde olduğu olduğu gibi..
Coğrafya kaderdir,niye kaderdir..Din referanslı ülke yönetimi olması buna sebeptir.Laiklik tam da bu sebeple elzem ve önemlidir.Hesap verilebilirlik önemlidir,parlamenter sistem bu nedenle önemlidir.Neticeleri nasıl aşacağımızı konuşabilseniz için önce o neticelerin neden olduğu durumu,vaziyeti,sistemi konuşmak gerekir. Tüm kurumlarının liyakatsizleştirip,içinin boşaltıldığı,işlevini yitirdiği yönetimlerde bu kaçınılmazdır.Bilime,eğitime ayırdığınız bütçeyi geçiyorsa diyanete ayrılan bütçe bu kaçınılmazdır.Kurumlara bilim insanları atamak ve yerleştirmek yerine ilahiyat mezunlarını atarsanız bu kaçınılmazdır.Cehaleti,sapkınlığı yaymaya çalışan tarikatları kapatmaz,yayılmaları ve palazlanmalarına izin verirseniz bu kaçınılmazdır. Bu ahvalde ki bir toplumdan bilimi anlamasını,önemsemesini,referans almasını beklemek de abestir.Toplumları yoz ve bağnaz hale getirirseniz,sorgulaması ve düşünmesine engel olursanız evet Coğrafya Kaderdir.
Güzel bir yazı. Sizin gibi mütedeyyin bir çevreden gelenlerin böyle düşünmesi , bilimin önemini vurgulaması yerinde olmuş diye düşünüyorum. Katkınız için teşekkürler.
Ali Bey, çok güzel ve özet bir yazı olmuş, emeğinize sağlık. Yazınında en çok katıldığım ve bir an önce hayata geçirilmesi gereken konu, imar yetkilerinin bir an önce belediyelerden alınması ve Çevre ve Şehircilik bakanlığı ile yeni kurulması gereken Afet bakanlığına iki aşamalı onay sistemi ile verilmesidir.
Çok doğru Ali bey. Tercihlerimiz ile kaderimizi yaratıyoruz. Oy verdiğimiz partiler ve siyasetçiler kaderimizi çizerken demokratik bir şekilde müdahale etmezsek sorumlusu biz oluyoruz.
Budur kaleminize sağlık 👌👏
Kadim Antakya'yı sizinle birlikte arşınladık. Kadim Antakya'nın değerlerini yeniden yazmama gerek yok. Yazdıklarınız çok doğru. Dünde kalan eksiklikleri, insanlığa yakışmayan yağmacılığı affedemiyorum ve utanç duyuyorum. Antakya'yı yeniden yaşanabilir hale getirmek için dilerim sizin gibi düşünen yöneticiler çabalarını bilimin ışığında geliştirir ve somuta dönüştürür. İnsanlar yaşadığı kentlere benzer. Şu anda 40 yıllık bir gazeteci olarak, 27 yıldır çıkardığım Hatay Güney Rüzgarı Dergisini çok istemememize rağmen, bundan sonra xn--hataygneyrzgar-lsbe91g.com adresinden yayın yapacağız. Hatay kamuoyuna yararlı olmak hepimizin ortak görevi. Sorumluluk üstlenip geleceği aydınlatan sizler gibi tüm dostlara saygılar sunarım.
Düşünen insanlar ve/veya aynı zamanda inançlı olanlar için ilaç niyetine bir yazı. Coğrafya asla kader değildir. Güney ve Kuzey Kore gibi ya da İsrail ve Mısır gibi. Dipdibe ülkeler biri cennet diğer cehennemi yaşıyor. Akıl en büyük sermayemiz.